Tarihi ve Mitolojik Hikayeler

Mar Behnam ve Kız Kardeşi Sara’nın Mucizesi: Mardin’deki Kutsal Hikaye

Mardin’in Derin Köklerinden Bir Efsane

 

Mezopotamya’nın en eski ve en mistik şehirlerinden biri olan Mardin, yalnızca taş evleri ve dar sokaklarıyla değil, derin inançlara dayanan hikayeleriyle de bilinir. Bu kadim şehir, yüzyıllardır farklı kültürlerin ve dinlerin izlerini taşımaktadır. Bunlardan biri de Mar Behnam ve kız kardeşi Sara’nın mucizevi hikayesidir. Süryani Hristiyan inancına göre kutsal bir aziz olan Mar Behnam’ın hayatı, iman, mucizeler ve trajik bir son ile şekillenmiştir.

Mar Behnam ve Sara’nın Hikayesi

Mar Behnam, 4. yüzyılda yaşamış bir Asur prensi olarak bilinir. Babası, Ninova Kralı Sanharib (II. Sennacherib), o dönemde Pagan inanışına sıkı sıkıya bağlı olan güçlü bir hükümdardı. Ancak Behnam, bu inançlara körü körüne bağlı kalmayarak ruhani bir arayış içine girdi. Bu yolculuğu, hayatının sonsuza dek değişmesine sebep olacaktı.

Günlerden bir gün, Behnam ve av ekibi, avlanmak için dağlara çıktı. Av esnasında karşılarına beyaz bir geyik çıktı. Geyiği yakalamak isteyen Behnam, onu takip ettikçe, kendini bilinmeyen bir bölgede buldu. Bu, Tanrı’nın ona bir işaretiydi. Geyik, onu büyük bir bilgenin yaşadığı bir mağaraya yönlendirdi. Burada yaşayan kişi, ünlü Süryani azizi Mor Matay idi. Matay, Hristiyan inancının derin bilgisine sahip, bilge ve ermiş bir kişiydi.

 

Behnam, Matay ile uzun sohbetler ettikten sonra, Hristiyanlık inancının gerçek yol olduğunu hissetti. Ancak o dönemlerde Hristiyan olmak, ailesinin öfkesini üzerine çekmek anlamına geliyordu. Behnam, imanını gizlemek zorundaydı, ama bu yolculuk sadece kendisi için değil, aynı zamanda kız kardeşi Sara için de bir dönüm noktası olacaktı.


Sara’nın Mucizevi İyileşmesi

Prens Behnam, av dönüşü kız kardeşi Sara’nın ağır bir hastalığa yakalandığını öğrendi. Hiçbir doktorun tedavi edemediği bu hastalık, gün geçtikçe genç prensesin yaşamını tehdit ediyordu. Behnam, çaresizce Mor Matay’ın yanına giderek ondan yardım istedi. Matay, Behnam’a Sara’yı mağaraya getirmesini söyledi.

Sara, büyük bir inançla Matay’ın elinden şifalı su içti ve dualarla kutsandı. O anda, Tanrı’nın mucizesi gerçekleşti ve Sara’nın vücudundaki yaralar bir anda kayboldu. Prenses gözlerini açtı ve kendini hiç olmadığı kadar iyi hissetti. Bu mucize, kardeşlerin kalbindeki iman ateşini daha da güçlendirdi.

 

Behnam ve Sara, bu büyük iyileşme sonrası Hristiyan olmaya karar verdiler. Ancak, bu kararın onları büyük bir tehlikeye atacağından haberleri yoktu.


Kral Sanharib’in Öfkesi ve Trajik Son

Behnam ve Sara, imanlarını kabul ettikten sonra babaları Kral Sanharib’e bu durumu açıkladılar. Ancak Pagan inancına sıkı sıkıya bağlı olan kral, çocuklarının Hristiyan olmasını kabul edemedi. Öfkeye kapılan Sanharib, onları Hristiyan inancından döndürmek için baskı yapmaya başladı. Ancak Behnam ve Sara inançlarından asla vazgeçmediler.

Kral, en sonunda korkunç bir karar aldı: Kendi çocuklarını öldürtecekti. Askerlerine, Behnam, Sara ve onlarla birlikte Hristiyan olan 40 askeri yakalayıp idam etmelerini emretti.

 

Nusaybin yakınlarındaki bir dağlık bölgede, Behnam, Sara ve 40 asker, kendi babalarının emriyle katledildi. Ancak o gün, gökyüzü karardı, rüzgarlar uğuldadı ve büyük bir deprem oldu. Kral Sanharib, yaptığı hatayı fark etti ama artık çok geçti.

Mar Behnam’ın Mirası: Kilise ve Mucizeler

Behnam ve Sara’nın öldüğü yer, kutsal bir mekan olarak kabul edildi. Daha sonra, burada Mar Behnam ve Kız Kardeşi Sara adına bir manastır inşa edildi. Günümüzde Irak’ın Musul kenti yakınlarında bulunan Mar Behnam Manastırı, hala Süryani Hristiyanları için kutsal bir hac noktasıdır.

 

Ayrıca Mardin’de de Mor Behnam Kilisesi bulunmaktadır. Bu kilise, Süryani inancının Mardin’deki en önemli miraslarından biri olarak bilinir. Mar Behnam ve Sara’nın kutsal ruhları, bu topraklarda yaşayan birçok insanın inançlarını güçlendirmiştir.

İnanç ve Mucizelerle Dolu Bir Hikaye

Mar Behnam ve Sara’nın hikayesi, sadece bir trajedi değil, aynı zamanda imanın gücünü, mucizelerin gerçek olduğunu ve inancın insan ruhunu nasıl aydınlattığını gösteren büyük bir ders niteliğindedir. Bugün, Mar Behnam Kilisesi ve manastırları hala ziyaret edilmekte ve mucizelerle anılmaktadır.

 

Bu hikaye, Mezopotamya’nın inanç ve kültürel zenginliğini yansıtan en önemli efsanelerden biri olmaya devam etmektedir.